Maksim Gorki derki ; ‘’geçmişin arabaları ile bir yere gidemezsiniz ‘’ günümüzdeki insan yönetiminde bu sözün geçerliliği her geçen gün artmaktadır. Çünkü yaşadığımız yüzyılda artık kuşak kavramları önümüze çıkmaktadır. Peki nedir bu kuşaklar ;

Bu kuşaklar sırasıyla X (1965–1979 arası), Y (1980–1994 arası) ve Z kuşağı olarak isimlendirilmiştir.

Bu kuşaklar arasında zaman zaman çatışmalar olabilmektedir. X kuşağı ile en çok çatışan kuşak Z kuşağıdır. 1995 ve sonrasında doğan kişiler için Z kuşağı kavramı kullanılmaktadır.

Çeşitli kaynaklarda Z Kuşağına “İnternet Kuşağı”, “Bir Sonraki Kuşak” ve “Ağ Kuşağı” gibi isimlendirmeler verilmiştir

Z kuşağının özellikleri kısaca şu şekildedir;

Z kuşağı diğer kuşaklara göre daha yaratıcıdır. Analitik düşünme yetenekleri dikkat çekicidir.

Eğitime ve sosyal statüye değer verirler.

Aynı anda birden fazla işi yapabilirler. Ancak dikkat süreleri diğer kuşaklara göre daha kısadır.

Söylemek istediklerini karşı tarafa iletirken, keskin cümleler kurabilirler.

Z kuşağı dinamizmden çok hoşlanır. Çabuk sıkılan, çabuk tüketen ve hızlı yaşayan bir kuşak olduğu için bu kuşağın ilgisini canlı tutacak yeniliklere ihtiyaçları vardır.

Öğretmenler Z kuşağı için ders içeriği hazırlarken onları derste aktif kılacak planlamalar yapmaları gerekir.

Teknolojinin içine doğmalarına rağmen Z kuşağının dijital okuryazarlıkları düzeyleri düşüktür. Sosyal medyada gördükleri her bilginin doğru olduğuna inanırlar.

Z kuşağı otoriteye aşırı itaat etmekten hoşlanmazlar. Çoğu genellikle kendi işlerinin patronu olmak isterler.

Z kuşağı özgüveni son derece yüksek olan bir kuşaktır. Bu yüzden yaşadıkları her anı sosyal medyada paylaşmaktan çekinmezler.

Rutin işleri yapmayı sevmeyen, kılık kıyafet açısından rahat giyinmeyi tercih eden, bireysel çalışmaktan en keyif alan kuşaktır.

Yabancı dil öğrenmeye en yatkın olan kuşak Z kuşağıdır. Bu kuşak aralığında büyüyen her bir birey gelecekte en az 2 dil öğrenerek yetişecektir.

Z kuşağı globalleşen bir dünyada büyüdükleri için; Irk, din ve mezhep farklılıklarına saygı duyarlar.

Artık günümüz iş dünyasında çok sık karşımıza çıkan bu kuşağın en kolay anlaştığı lider Transformasyonel yani dönüşümsel liderlerdir.

Son yirmi beş yılda, transformasyonel liderlik düşüncesi hem araştırmacılar hem de uygulamacılar arasında çok büyük bir popülarite kazanmıştır. Günümüzde liderlik literatürü transaksiyonel transformasyonel paradigmaları ekseninde yürümektedir. Bu sınıflandırma sistemi liderliğin iki büyük türünü tanımlamaktadır. Transaksiyonel liderlik, liderin izleyicilerini ödüllendirme mekanizmalarını kullanarak etkileyebilmesine dayanmaktadır. Öte yandan, transformasyonel liderlik, ilham verme ve izleyicilerin motivasyonel durumlarının dönüşümünü gerektirmektedir .

Transformasyonel liderler ;

• Değişim ihtiyacının tespit eder
• Geçişi yönetir,
• Yeni bir vizyon oluşturur
• Değişimi kurumsallaştırır.

Kısaca bilgi toplumunda transformasyonel liderlik tipi daha çok Z kuşağına hitap etmektedir. örgütlerde gerçekleştirilmek istenen değişim çabalarına önderlik edilmesini içermektedir. Bu tür liderler, izleyenlerini yapabileceklerinin ötesinde bir şeyler yapmaya motive eden, büyük ve gerçekleştirilmesi zor hedefler belirleyen ve onları bu amaçlarda birleştirerek değişimi gerçekleştiren liderlerdir. Günümüzde sanayi toplumunun bütün sorunlarına cevap bulan ve çözüm üreten transformasyonel liderler ayrıca stratejik düşünce yapısına sahip olan, çalışanlarına değer veren, risk alabilen, proaktif davranabilen, iyimser ve kararlı olan, içsel kontrol odağına sahip, belirsizliğe karşı tolerans gösterebilen liderlerdir.

Lao Tzu’ nun da dediği gibi ‘’Emretmeden yönetebiliyorsanız lidersiniz demektir’’